top of page
biz

HIV Pozitiflerde Akran Danışmanlığı

akran danışmanlıgı

HIV Alanında Akran Danışmanlığı Nedir?

Bazı insanlar HIV tanısı aldıkları anda şok ve buna bağlı travma yaşarlar ve bir süre bu durumu algılamakta zorluk çekebilirler. Bu süreç kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, bazı kişiler kısa sürede bu travmayı atlatırken, bazıları ret ve inkâr yolunu seçebilirler. HIV pozitif olduğunu öğrenen birçok kişi, ilk zamanlar kızgınlık, depresyon, pişmanlık, öfke, endişe, gelecek kaygısı ve intihar düşüncesi gibi duygu durumları yaşayabilirler.

Tanıyı kabul süreci psikolojik açıdan genellikle şöyle ilerler; inkâr, öfke, pazarlık ve ardından tanıyı / HIV ile yaşamayı kabullenme süreci başlar. Akran danışmanlık hizmetleri bu süreçlerin daha kontrollü ve daha kısa vadede normalleşmesini sağlar.

Akran danışmanlığı, HIV’in neden olduğu sorunları aşabilmiş, kazandığı deneyimler ile kendi hayatını “normal”leştirmiş HIV pozitif bir kişinin,  yeni tanı almış veya eski tanı olmasına rağmen sorunlarını çözememiş birine destek olma süreci olarak tanımlanabilir. 

Akran danışmanlığının amacı; ‘HIV ile yaşamayı’ normalleştirmiş, bunun için gerekli olan bilgi ve donanıma sahip, gerekli tüm eğitimlerden geçmiş HIV pozitiflerin, yeni tanı alan kişilerin tanı travmalarını daha rahat bir şekilde atlatmalarını sağlamak.

Akran danışmanlığının hedefi; tanı alan kişilerin süreç içerisinde güçlenerek, HIV ile yaşam becerilerini geliştirmelerini, hak ihlalleri veya ayrımcılıkla karşılaştıklarında sahip oldukları hakları talep edebilmelerini, olası problemlerin üstesinden gelebilmelerini sağlamak.

Akran Danışmanlığı Hakkında Araştırmalar Ne Diyor?

Benzer yaşantıları paylaştıkları kişilerin onları anlayabileceğine inanmakta ve onlardan gelen mesajları daha çok dikkate alarak birbirlerinin davranışlarını model aldıklarını ortaya koydu.

 

Ayrıca, akran danışmanlığının benlik saygısını ve iletişim becerilerini artırdığı, yalnızlığı azalttığı, fiziksel sağlığı geliştirdiği, akademik gelişimi ve kişisel başarıyı desteklediği, kişilerarası ilişkilerde farkındalık kazandırdığı ve iç kontrol odağını geliştirdiği de ortaya koydu.

 

Akran danışmanlığı kişilerin gelişmelerine fırsat verdiği ve problemlerinin üstesinden gelmek için onlara yeni baş etme yolları öğretme potansiyeline sahip olduğu da görülmekte.

 

Akran danışmanlığının kişi sağlığı üzerindeki bu olumlu etkisinin yanı sıra toplum sağlığı açısından da anlamlı katkısı bulunmakta. Riskli davranışların azaltılmasına akran danışmanlığının önemi araştırma bulgularıyla kanıtlandı.

 

Avusturalya’da, HIV tanısı almış kişiler üzerinde yapılan 2 davranış araştırmasına göre akran desteği, riskli davranışların azaltılmasında, aile, arkadaş ve de doktorlardan çok daha etkilidir. Bu iki çalışmayı ele alan makalede şunlar ifade edilmekte;

 

“Bu, herkese tedavi verilmesi önerisi yapıldıktan sonra, tanı alan HIV pozitif erkeklerin davranışlarındaki değişimi saptamayı amaçlayan ilk davranışsal çalışmalardan biridir ve aile bireylerinin, eşlerin, doktorların ve diğer arkadaşların değil, yalnızca HIV pozitif akranlarının verdiği desteğin önemli bir role sahip olduğunu ortaya koydu.”

 

Pozitif-iz Derneği tarafından yürütülen ‘HIV ile Yaşayanlarda Akran Danışmanlığının Etkisinin Araştırılması’ sonuçlarına göre;

  • Akran danışmanı katılımcıların %86’sına HIV ile yaşama, %72,2’sine tedaviye uyum, %68’ine cinsel yaşam ve %68’ine ‘B eşittir B’ ve önemi hakkında bilgi paylaştı.

  • ‘B eşittir B’ konusunda %68’i akran danışmanından bilgi aldığını söyledi.

  • Akran danışmanlığının HIV ile yaşamlarını normalleştirmelerine katkı sağladığını düşünenlerin oranı toplamda %91 iken, tedaviye uyuma ve sadık kalınmasına katkı sağladığını belirtenlerin toplamı %86.

  • Doktoru ile paylaşamadığı konuları akran danışmanı ile daha rahat konuştuğunu düşünenlerin toplamı %79.

  • Akran danışmanlığının sonucunda; %88’i damgalama ve ayrımcılığa karşı daha donanımlı hale geldiğini söylerken, %89’u psikolojik olarak daha güçlü ve olası problemlere karşı daha donanımlı hissetti.

 

Akran Danışmanının Özellikleri ve Sorumlulukları Nelerdir?

İdeal akran danışmanı aşağıdaki özellikleri taşımalı ve kurallara uymalı:

  • Danışmanlık verirken; danışanın kim olduğuna bakmadan, ön yargısız olarak hizmet vermeli. Farklılıklara saygılı olmalı ve cinsel yönelim veya kimliğine, siyasi görüşüne, dini inancına ve etnik kökenine bakmadan danışmanlığın sadece HIV konusunda olacağını asla unutmamalı.

  • HIV ve AIDS’in tıbbi, hukuksal ve psikolojik boyutuna temel düzeyde hakim olmalı.

  • Karşısındaki insanın içinde bulunduğu koşulları öngörmeli.

  • Danışmanlık verirken; cinsellik, ölüm gibi hassas konular konuşulurken laubali olmamalı, gülmemeli ve ciddiyetini korumalı.

  • Danışmanlık sırasında yargılayıcı, eleştirici ve küçümseyici olmamalı, kişinin seçimlerine, yaşayış biçimine saygı göstermeli. Toplumun her kesininden HIV pozitif kişilerin olduğu unutulmamalı.

  • Danışana güven duygusu verecek bir tutum içinde olmalı, bunu sarsacak davranışlardan kaçınmalı.

  • Sır tutmalı ve gizlilik ilkesine mutlaka uymalı. Özel olarak kendisi ile paylaşılmış bir konuyu başkalarına anlatmamalı. Ancak kişinin izni olur ise anlatılan konu paylaşılabilir.

  • Akran danışmanı iyi bir dinleyici olmalı. Danışan ile empati kurmalı, sempati kurmamalıdır. (sempati nedir: o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demek. Karşımızdaki kişiye sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da seviniriz. Empati kurduğumuzda ise karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır. Kendimizi danışmanlık verdiğimiz kişinin yerine koymamız ve onu anlamamız şart değildir; sempatide "yandaş" olmak esastır. Empati kurduğumuzda ise karşımızdaki kişiyle aynı duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez.)

  • Akran danışmanı sorulara net cevaplar vermeli, bilmediği ya da emin olmadığı herhangi bir konuda “bilmiyorum ama araştırıp sana bilgi verebilirim” diyecek özgüvene sahip olmalı. Ayrıca sabırlı olmalı, danışan tekrar tekrar aynı şeyi sorduğu zaman sinirlenmeden, küçümsemeden, alay etmeden cevap verebilmeli.

  • Akran danışmanı olumsuz örnekler üzerinden değil umut verici, bilimsel bilgiler üzerinden süreci yönetebilmeli. Karanlığa değil, aydınlığa odaklanmalı. HIV’in ne kadar ciddi, şakaya ya da ihmale gelmeyen bir sağlık durum olduğunu da altını mutlaka çizmeli.

  • Akran danışmanının konuşmayı denetleme ve kontrol edebilme kabiliyeti olmalı. Ara ara dinlediklerini tekrar edip “bunu mu demek istediniz?” diye danışanı dinlediğini ve anlattıklarını önemsediğini hissettirmeli.

  • HIV ile ilgili doğru terminolojiyi bilmeli ve sıklıkla kullanarak karşı tarafın da bu terimleri öğrenmesine olanak sağlamalı.

  • Toplumsal cinsiyet söylemlerinde hassas olmalı (örn: Bayan – Kadın, Bilim adamı – Bilim insanı, Sokaktaki adam – Sokaktaki insan, İnsanoğlu /Ademoğlu – İnsan soyu)

  • Siyasetten uzak durmalı ve politik konulara girmemeli.

  • Her kişinin HIV ile yaşam süreci farklı olabilir. Dolayısıyla danışanın içinde bulunduğu koşullar dikkate alınarak danışmanlık verilmeli. Eğer danışana uymuyorsa kendisinden gereksiz örnekler vermemeli.

  • Akran danışmanı, hizmet verdiği kişinin kendisine bağımlı hale gelmemesini sağlamalı. Örneğin danışan adına hastane randevusu almamalı, ilaçlarını takip etmemeli, onu alıp hastaneye götürmemeli. Özel durumlar hariç (yeni tanı almış birisi hastaneye gitmekten korkuyorsa ilk hastane randevusunda eşlik edilebilir veya hasta yatalaksa vs.)

  • Danışman, danışanı ile hem fiziksel hem de duygusal bir ilişki kurmamalı.

  • Hastane ve hekim önerisinde bulunmamalı, ev ya da iş yerine en yakın hastanelerin adresini vererek, danışanın tercihine bırakmalı. Kişi, mevcut hastane ya da doktorundan memnun değilse; alternatif hastane ve hekimler hakkında bilgi vermeli.

  • Uygulanan tedavilere karışmamalı. Tedavide bir eksikli olduğu düşünülüyorsa, hekimine konuyu danışması önerilmeli. Olası ilaç yan etkileri sorularına bireysel deneyimlerinden yola çıkarak yanıtlar vermemeli. İlaçların genel olarak iyi tolere edildiğini vurgulamalı. Bu konularda her zaman hekimine danışması önerilmeli.

  • Bilmediği konularda eksik/yanlış bilgilendirmemeli, danışana bu sorunun yanıtını konunun uzmanından öğrenip kendisine bilgi vereceğini söylemeli.

 

Akran Danışmanlığı Ne Zaman Başlar ve Biter?

Danışmanlık, kişi bilgi almak için geldiğinde, telefon ettiğinde ya da endişesini dile getirdiği anda başlar. Danışmanlık, danışan kişi bunu talep ettiği sürece devam eder.

 

Danışman, danışanı ile fiziksel veya duygusal bir bağ kurarsa denge bozulur. Bu nedenle görüşmeler hep belli bir etik sınır içerisinde gerçekleştirilmeli.

 

Taraflar arasında iletişim problemleri oluşur ve akran danışmanı hizmet vermekte zorluk yaşarsa başka bir danışmana görevi devretmeli.

 

Genel Hatlarıyla Akran Danışmanlığı Aşamaları Nelerdir?

- Akran danışmanı kendisini tanıtır

- Aktif dinleme ve empatik yaklaşım

- Danışmanlık ve bilgi verme

- Diğer danışmanlara yönlendirme ve aktiviteler hakkında bilgilendirme

- Bir sonraki görüşmeyi ayarlama ve süreci izleme

- Görüşmenin bütününde kişinin yalnız olmadığının vurgulanması faydalı. Gerektiği zaman yardım alabileceğinin belirtilmesi, travmanın atlatılması sürecini hızlandırır.

 

Hazırlayan: Çiğdem Şimşek

Kaynaklar:

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi Cilt: III Sayı: 27

http://www.aidsmap.com/How-do-gay-men-diagnosed-with-HIV-change-their-risk-behaviour/page/3053563/

HIV Pozitiflerde Akran Danışmanlığı Nedir ve Neden Önemlidir?

Akran; aynı gruba dâhil insanlar için kullanılan kelimedir. Bahsi geçen grup; yaş, meslek, cinsiyet, cinsel kimlik / yönelim, sosyoekonomik ve/ya sağlık durumu gibi ortak özellikleri temel alabilir. HIV tanısı alan kişiler de ortak sağlık durumları sebebiyle birbirlerinin akranı olarak kabul edilirler.

 

İlk olarak 1935’lerde Adsız Alkolikler gruplarından yol çıkılarak ‘profesyonel olmayan yardım’ olarak nitelendirilen hareket, 1960’ların sonunda başladı. Bu hareket, ruh sağlığı alanında ‘devrim’ olarak nitelendirildi.

bottom of page