CETAD Buluşmalarında HIV’i Konuştuk
- POZİTİF İZ
- 1 saat önce
- 2 dakikada okunur
1 Aralık Dünya AIDS Günü'ne Özel: HIV'in Tıbbi ve Sosyal Boyutları Konuşuldu
1 Aralık 2025 Pazartesi akşamı, Dünya AIDS Günü kapsamında Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) ev sahipliğinde düzenlenen çevrimiçi buluşması, "HIV: Neler Biliniyor? Sosyal Hayatı Nasıl Etkiliyor?" başlığıyla gerçekleşti.
Rengin Güvenç'in moderatörlüğünde yürütülen ve 40’a yakın uzmanın katıldığı panelde, HIV konusu hem klinik hem de toplumsal yönleriyle masaya yatırıldı.

Tıbbi Gerçekler
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Süda Tekin, panelin ilk bölümünde HIV'in tıbbi boyutunu ele aldı.
Prof. Dr. Süda Tekin, HIV'in tıbbi boyutunu ele alırken öncelikle güncel epidemiyolojik veriler ışığında Dünya ve Türkiye'deki güncel vaka sayılarını paylaşarak enfeksiyonun mevcut tablo ve artış hızına dikkat çekti. Ardından, virüsün vücuda girişinden itibaren izlediği enfeksiyonun doğal sürecini, klinik evreleri ve bağışıklık sistemi üzerindeki fizyolojik etkileri detaylandırdı. Korunma yolları kapsamında; bulaş yollarını ve risk faktörlerini netleştirerek, kondom kullanımı, Temas Öncesi (PrEP) ve Temas Sonrası (PEP) profilaksi gibi bilimsel korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi. Konuşmasının devamında, HIV'in artık kronik ve yönetilebilir bir sağlık durumu olduğunu vurgulayarak güncel tedavi yöntemlerini aktardı. Özellikle "Belirlenemeyen = Bulaşmayan" (B=B) bilimsel gerçeğini detaylandırdı; düzenli tedavi ile virüs yükü baskılanan bireylerin cinsel yolla bulaştırıcılığının sıfırlandığını açıkladı. Son olarak, erken tanının hayati önemini vurgulayarak test süreçleri hakkındaki güncel bilgileri katılımcılarla paylaştı.

Sosyal Boyut ve Hak Mücadelesi
Panelin diğer yarısında söz alan Pozitif-iz Derneği Kurucu Üyesi Çiğdem Şimşek, konunun sosyal yönüne ve HIV ile yaşayan bireylerin deneyimlerine odaklandı.
Çiğdem Şimşek ise, Pozitif-iz Derneği'nin kurucu üyesi olarak, konunun sosyal yönüne odaklanarak önemli başlıklara değindi. Tıbbi gelişmelerin çok ileride olmasına rağmen, toplumsal önyargıların ve damgalanmanın HIV ile yaşayanların karşısındaki hala en büyük engel olduğunu belirtti. Bu noktada, tanı sürecinde ilk basamakta yer alan hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının tutumunun önemine vurgu yaptı; onların doğru bilgiyi ve yargılayıcı olmayan desteği sağlamasının, bireyin travmatik süreci atlatması ve tedaviye uyumu açısından hayatî rol oynadığını ifade etti.
Sosyal Hayata Katılım bağlamında, HIV ile yaşayanların iş, aile ve sosyal yaşamda karşılaştıkları ayrımcılıkları ve bu olumsuz durumların yarattığı psikolojik etkileri gerçek yaşam öyküleri üzerinden aktardı.
Hak ihlallerinin en çok sağlık alanında ve sağlık çalışanları tarafından üretildiğini paylaştı. Ardından, Derneğin yürüttüğü “Ben ve Sağlık Çalışanım” kampanyasına değinildi. Bu kampanya ile HIV ile yaşayan bireylerin sağlık hizmetlerinden ayrımcılığa uğramadan, güvenle faydalanma haklarının desteklendiği ve sağlık profesyonelleriyle iş birliğinin önemi vurgulandı.

Son olarak, Sivil Toplumun Gücüne dikkat çekerek, hak savunuculuğunun ve doğru bilgilendirmenin yalnızca bireyler için değil, toplum sağlığının bütünü üzerindeki iyileştirici etkisini ve önemini vurguladı.
Etkinlik, disiplinler arası bir katılımcı grubunu bir araya getirdi. Ruh sağlığı profesyonellerinden (psikiyatristler, psikologlar), oluşan geniş bir kitle, gece boyunca sorularıyla panele aktif katılım sağladı. Özellikle ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların, HIV tanısı almış danışanlarına yaklaşım konusunda gösterdikleri ilgi ve hassasiyet, etkinliğin amacına ulaştığını gösterdi.
Bu anlamlı günde, bilimin ışığında önyargıları kaldırmak adına bizimle olan değerli konuşmacılarımıza ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz.





