top of page
Yazarın fotoğrafıPOZİTİF İZ

1 Aralık Dünya AIDS Günü: HIV İle İlgili Ön Yargıları Dönüştürüyoruz, Geleceğe Umutla Bakıyoruz

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası ve 1 Aralık Dünya AIDS Günü vesilesiyle sivil toplum kuruluşları, hekimler ve sanatçılar, “Ön Yargıları Dönüştürüyoruz, Geleceğe Umutla Bakıyoruz” projesinde buluştu. Sanat ve bilim insanlarının bir araya geldiği farkındalık kampanyası, HIV ile yaşayanlara yönelik toplumsal ön yargıları dönüştürmeye katkı sunmayı ve toplumda bilgi seviyesini artırmayı hedefliyor.

 

Türkiye’de HIV’le ilgili doğru bilinen yanlışlara dikkat çekmek amacıyla başlatılan “Ön Yargıları Dönüştürüyoruz, Geleceğe Umutla Bakıyoruz” projesi, sanatın gücünü kullanarak HIV ile ilgili toplumsal ön yargıları dönüştürmeye katkı sunmak üzere tasarlandı.

 

18-25 Kasım 2024 Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası ve 1 Aralık Dünya AIDS Günü vesilesiyle lansmanı yapılan proje için multidisipliner sanatçı Uğur Acil ve grafiti sanatçısı Somon, düşüncelerimizin ve ön yargılarımızın bizleri gerçeklerden ne kadar soyutladığını temsil eden eserler üretti. HIV ile yaşayan bireylerin karşılaştığı ön yargılara gönderme yapan eserler bir yandan da umut, yaşam ve dayanıklılığı temsil ediyor. Dev balonlar ve grafiti çalışmalarından oluşan eserleri içeren enstalasyon, 1 hafta boyunca İstanbul Bomontiada’da sergilenecek.

 

“Birlikte HIV’den Güçlüyüz” çatısı altında hayata geçirilen “Ön Yargıları Dönüştürüyoruz, Geleceğe Umutla Bakıyoruz” projesinin Bomontiada Babylon’da gerçekleştirilen lansmanı, sanatçıları, hekimleri, sivil toplum kuruluşlarını ve proje paydaşlarını bir araya getirdi.

 

HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi Kurucu Başkan Prof. Dr. Serhat Ünal, HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özgür Günal, Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği Üyesi Uzm. Dr. İlkay Akbulut, HIV AIDS Korunma ve Eğitim Derneği & Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği HIV Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Asuman İnan, Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı Genel Koordinatörü Nurcan Müftüoğlu, Pozitif-iz Derneği yönetim kurulu üyesi Önder Bora ve Pozitif Yaşam Derneği Proje Koordinatörü Yağmur Şenoğuz’un katılımlarıyla gerçekleşen toplantıda HIV alanında doğru bilinen yanlışlar, Türkiye ve dünyadan güncel veriler ve HIV’le ilgili kamuoyu farkındalığını artırmaya yönelik adımlar konuşuldu.

 

HIV artık çaresiz bir enfeksiyon değil”


Erken tanı ve etkin tedavi yöntemleri sayesinde HIV ile yaşayan kişilerin yaşamlarına sağlıklı bireyler olarak devam edebildiğini vurgulayan HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı’na göre dünyada yaklaşık 39 milyon insanın HIV ile yaşadığını söyledi ve şu bilgiyi paylaştı: “Türkiye’de HIV vakalarının artışı dikkat çekici boyutlarda. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2024 itibarıyla Türkiye’de kayıtlı HIV pozitif birey sayısı 50 bini geçti.”

 

Uzmanlara göre Türkiye tedaviye erişim ve tedavi başarısı konularında hedeflere yakın olsa da test ve tanı alanında ne yazık ki hedeflerin gerisinde kalıyor. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özgür Günal’a göre damgalanma ve ayrımcılık korkusu, HIV testi yaptırmanın ve tedaviye başlamanın önünde önemli bir engel: “Tanıdaki yetersizlik ve gecikme sorunlarını aşmak için gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinin (GDTM) sayısının artırılması gerekiyor. Ancak Türkiye’de sadece beş ilde, toplam altı GDTM bulunuyor.”

 

“HIV el sıkışarak, aynı bardaktan su içerek bulaşmaz”

 

HIV tanısında anonimliğin çok önemli olduğunu vurgulayan Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, dünyada kendin yap testlerin yanı sıra “checkpoint” adı verilen hızlı test noktalarının yaygınlaştığını belirtiyor ve ekliyor: “Ülkemizde tüm sağlık kurumlarında HIV testi yapılıyor. İstanbul, İzmir, Ankara ve birkaç şehirde daha bulunan GDTM’lerde ise anonim HIV testi yapılıyor. Ayrıca HIV alanında test farkındalığının artırılması amacıyla Kasım ve Mayıs aylarını kapsayan Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası, geçen yıldan beri Türkiye’de de hayata geçiriliyor. Hafta boyunca, ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden test yaptırabilecek yerler ve bilgileri paylaşılıyor.”   

 

HIV’le ilgili ön yargılar ve doğru bilinen yanlışlar, HIV testi yaptırma konusunda çekimserliğe yol açarak enfeksiyonun ilerlemesine ve yayılmasına yol açıyor. AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği Üyesi Uzm. Dr. İlkay Akbulut toplumda hâlâ HIV’in gündelik temasla bulaştığına dair yanlış bir inanışın varlığından bahsediyor ve şöyle devam ediyor: “HIV el sıkışarak, aynı bardaktan su içerek, aynı tuvalet veya havluyu kullanarak bulaşmaz. Bu ön yargıları aşıp doğru bilgiyi topluma yaymalıyız.”

 

“HIV pozitif bireyler HIV’le enfekte olmamış bebekler dünyaya getirebiliyorlar”

 

HIV AIDS Korunma ve Eğitim Derneği & Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova ise HIV enfeksiyonunda en savunmasız grubun kadınlar olduğunu söylüyor. Tanısını bilmeyen ve tedavi almayan HIV ile enfekte gebelerin gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirmeyle bebeğe, gerekli önelemler alınmadığı için, HIV bulaştırabildiğini belirten Taşova, şu bilginin altını çiziyor: “Ne mutlu bize ki, ileri tıbbi uygulamalar sayesinde HIV pozitif kişiler HIV’le enfekte olmamış bebekler dünyaya getirebiliyorlar.”

 

Uzmanlar HIV’i, bir pandemi olarak tüm dünyayı etkileyen bir halk sağlığı sorunu olarak nitelendiriyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından resmi olarak onaylanan ‘B=B’, yani ‘Belirlenemeyen = Bulaş(tır)mayan’ ilkesinin çok önemli bir kavram olduğunu vurgulayan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği HIV Çalışma Kurulu Başkanı Doç. Dr. Asuman İnan, antiretroviral tedavi sayesinde HIV ile yaşayanların kanındaki virüs miktarı belirlenemeyen düzeye düşürüldüğünde, bu kişilerin enfeksiyonu cinsel yolla bulaştıramayacaklarını vurguluyor: “Diğer deyişle bireyler HIV pozitif durumlarını bilip tedaviyle viral yüklerini belirlenemeyen düzeye indirdiklerinde bu kişilerin HIV’i cinsel yolla bulaştırma olasılığı yoktur. Bu nedenle bugünden başlayarak test farkındalığını ülkemizde artırmayı önemsiyoruz.”

 

“HIV’in bulaşma yollarıyla ilgili yanlış bilgiler hala yaygın”

 

HIV tanısı almak tedavi için çok kritik bir eşik olsa da tanı alan bireylerin genellikle birden fazla duygusal ve fiziksel zorlukla karşı karşıya kaldığını belirten Pozitif-iz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Önder Bora, tanı sonrasındaki duygusal süreci şöyle özetliyor: İlk aşamada, tanıyı öğrenmekle birlikte yoğun bir şok, korku, üzüntü, öfke veya inkâr gibi duygular yaşanabiliyor. Bu süreç, HIV ile ilgili toplumsal damgalanma ve yanlış bilgilerin kişide oluşturduğu kaygılarla daha da zorlu bir hale gelebiliyor. Bu nedenle HIV ile yaşayanların Derneklere bağlı çalışan bir akran danışmanından destek alması son derece önemli”

 

Özellikle gençlere ve kadınlara yönelik farkındalık ve eğitim programlarıyla bilgi eksikliğini gidermeye çalıştıklarını belirten Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı Genel Koordinatörü Nurcan Müftüoğlu, HIV'in bulaşma yolları, korunma yöntemleri ve tedavi olanakları konusunda bilgi eksikliklerinin hâlâ yaygın olduğunu söylüyor.

 

Gilead  Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Toros Şahin, “Gilead olarak 1987’den bu yana HIV sağlık yolculuğuna dönüştürücü bir katkı verdik. Özellikle 1990’ların ortasından bu yana HIV’in ölümcül olmaktan çıkıp kronik bir enfeksiyona dönüşmesine sadece geliştirdiğimiz tedaviler ile değil tüm paydaşlarımızla ortak çalışarak tanı ve tedavi sunumunu da yeniden şekillendirecek şekilde öncülük ettik. Bu kapsamda ülkemizde 2007’den bu yana yıllara yayılmış olarak Hayat Bulan Fikirler destek programı, Zeroing In HIV Bağış Programı, uluslararası bağışlar gibi destekler, HIV/AIDS Politika Raporu, Covid-19 Sonrası HIV Politikaları Raporu gibi sağlık politikasına yönelik çalışmalarla Sağlık Bakanlığı’nın 2019-2024 HIV Hedeflerine destek olduk. 2025 ve sonrasını kapsayacak yeni planda Türkiye’deki HIV enfeksiyonunun yayılım hızının azaltılabilmesi için dünyada uygulanan birçok iyi uygulamalara dair bilgilerimizi tüm paydaşlarımız ile paylaşarak ülkemize uygun bir hareket planı oluşturulmasına destek olmaya hazırız.” şeklinde konuştu.

 

Pozitif Yaşam Derneği Proje Koordinatörü Yağmur Şenoğuz ise HIV hakkında doğru bilgilerin yayılmasını sağlamanın damgalamayı ortadan kaldırmanın ilk adımı olduğuna dikkat çekiyor: “Bu amaçla eğitim programları ve seminerler düzenliyoruz. Alanında uzman çalışanlar eşliğinde HIV ile yaşayan kişiler ve yakınları için akran danışmanlığı, sosyal hizmet danışmanlığı, psikososyal destek, hukuki danışmanlık, hizmeti veriyoruz. Tedavi protokollerinin psiko-sosyal desteği de içermesi gerekiyor. Tanı alıp doğru tedaviye ulaşmanız hayatınızı hiç değiştirmeden sağlıkla yaşamanızın anahtarı olacaktır.”

 

HIV'in kontrol altına alınmasında ve önlenmesinde devletin rolünün son derece kritik bir öneme sahip olduğunu söyleyen HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi  Kurucu Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal’a göre HIV ile doğru bilinen yanlışlar ve damgalama, erken teşhis ve tedaviye ulaşımı zorlaştıran en önemli engellerden biri: “Bu nedenle, farkındalık kampanyaları ve eğitim programlarının devlet tarafından desteklenerek yaygınlaştırılması ve HIV ile yaşayan bireylere yönelik destekleyici politikalar geliştirilmesi son derece önemli.”

 



 


 

 

75 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Коментарі


hiv tdvisinde yeni dönem
bottom of page