top of page

Ulusal HIV/AIDS Kongresi 2023’deydik…

Yazarın fotoğrafı: POZİTİF İZPOZİTİF İZ

‘Türkiye HIV/AIDS Platformu’ tarafından bu yıl yedincisini düzenlenen Ulusal HIV/AIDS Kongresi 2023, HIV takibi yapan enfeksiyon hekimlerinin ve aktivistleri katılımı ile 7-10 Aralık 2023 tarihleri arasında, Antalya Xanadu Otel’de gerçekleşti

400 den fazla kayıt alan kongrede; yaygın ve anonim test, tanı, Belirlenemeyen=Bulaşmayan  (B=B), diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, aşılar, kür çalışmaları, yaşlanma, inflamasyon, zarar azaltma, kilit gruplar, damgalanma, ayrımcılık, eşitlik… gibi pek çok konu başlığı detaylıca konuşuldu. Bunlarla beraber yeni HIV takibi yapmaya başlayan hekimlere yönelik kurslar düzenlendi. Yürütülen araştırma sonuçları paylaşıldı,  uydu sempozyumları ve olgu sunumları yapıldı.

 

Pozitif-iz Derneği, kongrede ‘HIV ve Kadın’ oturumunda konuşmacı oldu. Ayrıca ‘HIV ile Yaşayanların Maruz Bırakıldığı Hak İhlalleri Raporu-2022’nin sonuçlarını sözlü poster sunumu olarak kabul aldı.

 

Kongre süresinde Pozitif-iz Derneği, açtığı standında kitap ve broşürleri ile yer aldı. Dernek temsilcileri Çiğdem Şimşek ve Önder Bora söz alarak oturumlarda katkı sağladı.

  

HIV İLE YAŞAYAN KADINLARI ANLATTIK

 

Kongresnin üçüncü günü ‘HIV ve Kadın’ oturumunda Pozitif-iz Derneği temsilcisi aktivist Çiğdem Şimşek ‘HIV ile Yaşayan Kadınlar Ne İster?’ sunumunu yaptı.

 


Dernek tanıtımı ve çalışmaları ile konuşmasına başlayan Şimşek, Türkiye’de HIV ile Yaşayan Kadınlar ve Kız Çocuklarının yaşadıkları sorunları aktardı.

 

Kadınların, HIV enfeksiyonuna karşı en savunmasız gruplardan birini oluşturduğunu kaydeden Şimşek; “HIV geçişi kadınlara; gerek fizyolojik sebepler, gerekse sosyo-ekonomik dengesizlikler, cinsiyet eşitsizliği, şiddet, fakirlik ve güvende olmama gibi durumlardan dolayı erkeklere oranla 3 kat daha kolay. Ülkemizde kadınların %90’ından fazlası geç tanı alıyor. Bu da sağlığın iyi halinin korunamaması anlamına geliyor.” dedi.

 

Türkiye’de, özellikle de doğu illerinde kadınlar ve kız çocuklarının çok daha zor şartlarda yaşadığına şu sözleri ile dikkat çekti; “Kız çocukları okula gönderilmemenin yanı sıra küçük yaşta ve zorla evlendirilebiliyorlar. Hayatlarının çoğu aşamasında rutin sağlık kontrolleri de yaptıramıyorlar. Herhangi bir sağlık sorunu yaşadıklarında da kendi başlarına sağlık kurumuna gidemiyor, hatta doktorun odasına dahi tek başına giremiyorlar.”

 

Türkiye’deki Mülteci, Göçmen ve Sığınmacı Kadınlara da değinen Şimşek; “Kontrolsüz bir şekilde ülkeye giren ve kayıt dışı kalan binlerce insan var. Ne kadar insanın Türkiye’de bulunduğuna dair net bir sayı da bulunmuyor. Ülkemizde hak temelli bir göç politikası bulunmuyor. Sığınmacılar  burada eğitim, sağlık, barınma, çalışma gibi haklara ve hizmetlere erişimde zorluklar yaşayarak hayatta kalmaya çalışıyor.  Kayıtlı olmayan kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor ve tedaviye erişemiyorlar. Özellikle  kadın sığınmacılar, sığınmacı olmanın yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de eklenmesiyle HIV ve diğer CYBE’lerle karşılaşma riski daha yüksek gruplar.” dedi.

 

Trans kadınların da genel olarak sağlığa erişimde zorluk yaşadığını belirten Şimşek; doktorları tarafından muayenelerinin reddedildiğini, sağlığa erişimde açık bir ayrımcılık yaşadıklarını bu nedenle de sağlığa erişemediklerini, sağlığa erişimlerini güçlendirecek uygulamaların ve politikaların da bulunmadığını belirtti.

 

Bunlarla birlikte, LGBTİ+ derneklerine dönük günden güne artan baskı ve yalnızlaştırma politikalarının kapsayıcı HIV politikalarını da olumsuz etkilediğinin altını çizdi.

  

POSTERİMİZ SUNUM OLARAK KABUL ALDI

 

Etkiniz AB Programı desteği ile hazırladığımız  "Haklar ve eşitlikte değil; ihlalde rekor! -  HIV ile Yaşayanların Maruz Bırakıldıkları Hak İhlalleri Raporu-2022’ başlıklı "9701” numaralı bildiri özeti Bildiri Değerlendirme Kurulu tarafından elektronik ortamda değerlendirilerek "SS-24” numara ile Sözlü Sunum olarak kabul edildi.

 

Poster sunumu için konuşma hazırlayan aktivist Önder Bora 2022 yılında Derneğe yansıyan hak ihlalleri ile ilgili şu mesajlara yer verdi;

 

“Derneğimize başvuran  danışanlarımızın arasında ayrımcılığa ve hak ihlallerine uğrayanların sayısı her yıl artıyor. Bu yıl da hak ihlallerinde sağlık alanındaki ihlaller başı çekiyor.  Bunu MEDULA sisteminin erişime açılması ve bu konuda açılan davanın hala bir sonuca varılamaması nedeniyle iş yerlerinde hak ihllalleri izliyor. Yabancı uyruklu kişilerin hak ihlallerine uğrama sayıları dikkat çekici şekilde yükselmeye devam ediyor. Bunlarla birlikte yabancı uyruklu kişilerin ilaca erişememeleri ve dolayısıyla tedaviye başlayamamaları, gerek kendi sağlıkları gerek toplum sağlığı açısından geri dönüşü çok zor sorunlar yaratıyor. Yabancıların çoğunun kendi ülkelerine dönme şansları veya dönseler bile tedavi alma şansları bulunmadığı için büyük zorluklar yaşıyorlar.”


Posteri, kongre kitapçığında 97. ve 98. Sayfalarda görebilirsiniz (chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.hivaidskongresi.com/files/ozet-kitabi.pdf )

KONGREDEN SATIR BAŞLARI

 

Bu yıl Dr. Asuman İnan’ın başkanlığını yaptığı kongrede, Dr. Hüsnü Pullukçu kongre başkan yardımcılığı, Dr. Ahmet Çağkan İnkaya ise kongre sekreterliği görevini üstlendi.

 

Bu yıl ilk kez HIV  alanında faaliyet gösteren Özne Dernekleri olan Pozitfi-iz Derneği, Pozitif Yaşam Derneği ve Kırmızı Kurdele İstanbul bilimsel kurulda yer aldı. Ana oturumlarda söz sahibi oldu.

 

Kongrede dört gün boyunca şu başlıklarda bilimsel ve sosyal oturumlar yapıldı;

 

-Dünyada Ve Türkiye’de HIV Epidemiyolojisi, -Tanıya Nasıl Ulaşırız, -Panel-1: Hızlı Erişimli Şehirler ( Fast-Track Cıtıes), -Klinisyenler İçin Temel Patogenez, -Hayali Cihan Değer HIV Aşısı, -Direnç, Virolojik Başarısızlık Ve Yönetimi, -Panel-2: Sağlıklı Yaş Almak İçin Koruyucu Hekimlik, -Konferans-1: B=B Yeteri Kadar Biliyor Muyuz?, -Profilaksi Sorunumuz Ne Olacak?, -HIV ve Kadın, -Yuvarlak Masa: Gündemde Öne Çıkanlar: HIV İle Yaşayan Kişilerde Kalp Hastalıklarının Engellenmesi, -HIV İle Yaşayan Kişide Yeniden Gündeme Gelen CYBE, -Türkiye HIV/AIDS Platformu Büyük Vizitleri, -Sözel Sunumlar

 

 ÖNE ÇIKAN NOTLAR

 

  • Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı yetkilisi Dr. Tuğba Baltacı güncel Türkiye verilerini paylaştı: T.C. Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı resmi verilere göre; Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 8 Kasım 2023 tarihine kadar Türkiye'de toplam 41.732 kişi HIV tanısı aldı. Vakaların %81,5'i erkek, %18,5'i kadın olup %16,1'i yabancı uyruklu kişilerden oluşuyor.

  • HIV ile yaşayanlarda kardiyovasküler hastalıklar için yapılan araştırma sonuçları paylaşıldı, bu sonuçlara göre;

  • HIV ile yaşayan kişilerde inflamasyon kronik olarak hep devam ediyor.

  • HIV ile yaşayanların tedaviyle ileri yaşlara geldiği ve bunun da polifarmasi (5 adetten ve uzun süreli ilaç kullanımı) sorunsalını beraberinde getirdiği görülüyor.

  • Yapılan araştırmalarda genç yaştaki HIV pozitifler de polifarmasiye maruz kalıyor. Özellikle reçetesiz ilaçlar, tamamlayıcı ve alternatif tıp ilaçları ve reçeteli ilaçların tıbbi olmayan kullanımı (yani ilaçların doktor tarafından reçete edilmeden kullanımı, ‘tıbbi olmayan’ veya ‘yanlış kullanım’ olarak da adlandırılırlar) sırasında polifarmasiye maruz kalma olasılığı daha yüksek.

  • ARV’lere ek olarak, HIV ile yaşayan kişiler arasında polifarmasi ARV dışı ilaçlardan da kaynaklanmakta

  • Gebelik ve Doğum’ oturumunda Dr. Mehmet Serdar Kütük HIV pozitif bir hastasının bebeğini emzirdiğini ve bebeğe geçiş olmadığını paylaştı.

  • Bebeğini emziren annelerde bebeğe uygulanan ART süresinin uzatılarak bebeği korumanın mümkün olduğu anlatıldı. 

  • Annede viral yük 50 nin altında ise normal doğum, İntrapartum IV AZT ye ihtiyaç yok, emzirilebilir, bebeğe ART verilmeli

  • Annede viral yük 50-1000 kopya arasındaysa normal veya sezeryan, İntrapartum IV AZT verilmeli, emzirme yok, bebeğe ART verilmeli

  • Annede viral yük 1000 kopya üzerindeyse sezeryan,İntrapartum IV AZT verilmeli, emzirme yok, bebeğe ART verilmeli

  • Emziren annelerde bebek sadece anne sütü almalı ek gıda almamalı.

  • Meme başı çatlağı, mastit, erozyon olmamalı.

  • Anneye emzirme eğitimi verilmeli.


  • HIV ile yaşayan kişilerin yaşlanması, ek komorbidite (ek hastalıklar) ve bunların sonucunda doğacak polifarmasi günümüzde ve gelecekte HIV ile yaşayan kişiler için temel problemlerinden birisi olacaktır.

  • İlaç etkileşimleri, polifarmasiye sahip hastalarda en önemli sorunlardan biridir. Bu nedeble ARV seçilirken etkileşimin olmadığı veya en az etkileşime sahip ilaçlardan seçilmesi önemli

  • ART dışı ilaç kullanımı 50 yaş üstünde daha çok.

  • Komorbiditeler arttıkça polifarmasi de artıyor.

  • Türkiye’de yapılan bir çalışmada; hastaların %79’unda polifarmasi olduğu görülmüş.

  • ART kullanan HIV pozitifler kilo alımına daha yatkın.

  • ‘Tanıya Nasıl Ulaşırız?’ oturumunda ‘Aile hekimleri tanının neresinde?’ sorusu üstünde duruldu. Yapılan bir çalışma sonucunda; ilk basamakta yer alan aile hekimleri 4.kuşak testlerin HIV’i tanılamada yeterli olduğunu biliyor, ancak test istemiyorlar.

  • Aile hekimleri ilk tanı anında da önemli bir yol oynuyor.

  • Damgalanma hem sosyal hem de erken tanıya engel olan bir durum ve mücadele edilmeli.

  • Sünnetsiz erkeklerde HIV geçiş riski daha yüksek.

  • HIV kür (tam tedavi) aşıları için yürütülen çalışma sonuçları paylaşıldı. Bazı çalışmalar kaynak / gönüllü yetersizliği nedeniyle durdurulmuş. Ancak hala devam edenler var ve ümit vaat eden çalışmalar da devam ediyor.

  • 2015 yılına kadar etkili bir aşı yok. Ancak şu anda MRNA üstüne yapılan çalışmalar devam ediyor.

  • Geçmiş yıllarda yapılan aşı çalışmalarında hedef immün sistemi uyaran non-nötralizan antikorları uyarmak yeni çalışmalarda nötralizan antikorların üretimini sağlayıcı yöntemler üzerinde çalışılmakta, viral vektörler ve mRNA gibi yöntemlerle HIV aşısının geliştirilmesinde umut verici çalışmalar olduğu anlatıldı.

  • Geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda; 2000 yılında gebe kadının viral yükü belirlenemez ise anneden bebeğe HIV bulaşı olmaz. 2007 de İsviçre’de HIV pozitif eş ART kullanıyorsa ve eşlerde başka bir CYBE yoksa, bulaş ihmal edilebilir denmiş. Bu öncü çalışmalar daha da genişletildi ve 15 yıl sonra (2017 yılında) Partner1 ve Partner2 çalışmalarının ardından tüm dünyada Belirlenemeyen=Bulaşmayan (B=B) olarak kabul gördü.


  • Enfekte kişilerin tanı alır almaz ARV başlaması, herkesin B=B seviyeye gelmesi toplumsal da fayda sağlıyor.

  • Dünya Sağlık Örgütü, RNA 1000’in altını Belirlenebilir ancak bulaştırma riski çok düşük olarak kabul ediyor. B=B  için son 6 ayda 2 defa negatif/saptanamadı olması şartı olduğu da unutulmamalı.

  • İlaç dozu atlamak RNA da sıçramaya neden olabiliyor. Bu da viral başarısızlığa neden oluyor.

  • B=B seviyede olan anneler bebeklerini, hekim kontrolünde emzirebilir.

  • Kesici delici aletle yaralanmalarda 2021 yılında İngiltere’de yayımlanan bir rehberde; hasta B=B seviyede ise cerrahi yaralanmalarda Temas sonrası Profilaksi önerilmiyor.

  • B=B yaygınlaştıkça, sifiliz (frengi) olgularında artış var. Tüm CYBE’lerden korunmak için kondom kullanmaya özen gösterilmeli.

  • B=B, test yaptırma ve tedaviye başlama konusunda tereddütleri ortadan kaldırıyor, tedaviye başlama ve devam etmeye teşvik ediyor ve damgalanmayı ortadan kaldırıyor.

  • Doktorlar arasında yapılan bir çalışmada; hekimlerin %62’si B=B’yi bilmiyor.

  • B=B mesajının yayılması, kişilerin HIV durumlarını açıklama ve ilişki kurma süreçlerini kolaylaştırabilir, böylece algılanan sosyal desteği artırabilir ve psiko-sosyal iyilik hallerinin korunmasına katkıda bulunabilir.

  • LGBTİ+ örgütleri ve LGBTİ+’lar günden güne daha fazla kriminalleştiriliyor. Bu atmosferde LGBTİ+’ların sağlığa erişimi, sağlığa erişim hakkının savunuculuğu başta olmak üzere LGBTİ+ hakları savunuculuğu ve tanı çalışmalarında LGBTİ+’lara ulaşmanın yolu tehlikeye giriyor.

  • Çeşitli baskı ve yasaklamalar LGBTİ+’larla LGBTİ+ örgütleri arasındaki uçurumu derinleştirirken LGBTİ+’ların HIV farkındalığı için bilgiye erişmesinin de önünü tıkıyor. Tanı çalışmalarında LGBTİ+’lara erişmenin yolu ayrımcılığı sonlandırmaktan ve ancak LGBTİ+ örgütleriyle işbirliği yapmaktan geçiyor.

  • LGBTİ+ örgütlerinin varlığı bugün hiç olmadığı kadar kritik bir noktada duruyor. Temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra kapsamlı tanı, tedavi ve toplum sağlığı çalışmaları LGBTİ+’ların haklarını ve LGBTİ+ örgütlerini desteklemekten, LGBTİ+’lara dönük ayrımcılığı sonlandırmaktan, bu ayrımcılıkla mücadele etmekten geçiyor.


  • Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinin (GDTM)  tanılama açısından önemi anlatıldı.

  • GDTM’lerin enfeksiyon hastalıkları uzmanları tarafından da bilinir-görünür olması için, tanıtımı güçlendirecek bir sunum yapıldı.

  • GDTM’lerin yaygınlaştırılması için; -GDTM hizmet sunumunun ve personel eğitimlerinin standardizasyonunun ve sürekliliğinin sağlanması, -HIV/AIDS korunma, bulaş yolları konusunda bilgi verilmesi, -Ücretsiz ve gizlilik esasları içerisinde HIV test hizmetinin sunulması, -Test öncesi ve sonrasında danışmanlık hizmetinin verilmesi, -Tedavi için bir merkeze yönlendirme yapılması amacıyla GDTM için ilgili standart uygulama rehberlerinin hazırlanması, -GDTM’lerin mesai saatleri dışında da ulaşılabilirliğini ve erişilebilirliğini artırmaya yönelik dış ulaşım aktivitelerinin planlaması ve yürütülmesine ihtiyaç var.

  • HIV den korunma yönetimi olan Kondoma ek olarak TÖP (Temas Öncesi Profilaksi) nin önemi, dünyada kullanımı ve Türkiye’de geri ödeme kapsamına alınarak kullanılmaya başlanmasının HIV yayılımını engellemekteki gerekliliği vurgulandı.

  • Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonları engellemek üzere Doxycyline kullanımının dünyada rehberlere eklendiği anlatıldı.

  • Menopozla beraber kadınlarda korunma azaldığı için HIV riskinin arttığının altı çizildi.

  • HIV ile yaşayan kadınlarda menopoz sonrası takibin önemi vurgulandı, Östrojen azalmasıyla beraber kemik yoğunluğunun azalması ve tedavisi anlatıldı


Kongreye davetleri için başta Dr. Asuman İnan, Dr. Hüsnü Pullukçu ve Dr. Ahmet Çağkan İnkaya olmak üzere tüm ‘Türkiye HIV/AIDS Platformu’ üyelerine teşekkür ederiz.




 
 
 

Comments


hiv tdvisinde yeni dönem
bottom of page