HIV için Standart Önlemler Yeter
Prof. Dr. Güven Külekçi, Prof. Dr. Nursen Topcuoğlu
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Mikrobiyolojisi Bilim Dalı
Diş hekimliği ağız boşluğunda tükürük, kan, dişeti oluk sıvısı gibi vücut sıvıları ve diş ünit suyundan oluşan aerosellere doğrudan maruz kalınan bir hizmet olduğundan çapraz enfeksiyon tehlikesini bilen ve bu nedenle diş hekimliğine özel standart enfeksiyon kontrolü ve önlenmesi kurallarıyla çalışılan bir meslektir.
Standart önlemler, sağlık hizmetlerinin yapıldığı her ortamda, hastanın şüpheli ya da teyit edilmiş enfeksiyon durumundan bağımsız olarak, tüm hasta bakımı için geçerli olan minimum enfeksiyon önleme uygulamalarıdır. Bu uygulamalar, hem çalışan hem de hastalar arası enfeksiyon yayılmasını önlemek için tasarlanmıştır. Önlemler hastalara değil, işleme özel olmalıdır ! Dolayısıyla, hastaların kan yolu ile bulaşan bir virüs ile enfekte olup olmaması, alınan önlemlerin niteliğini değiştirmez.
- Kan yoluyla bulaşan bir patojen olarak HIV aerosollerle bulaşmaz. Ancak sıçrayan damlacıklar ve damlalarla indiği yüzeyleri kontamine edebilir. HIV’in oda sıcaklığında canlı kalma süresi saniyeler-dakikalarlasınırlıdır. Bu süre HBV ve HCV için “ haftalar” boyutundadır.
- Mesleksel HIV bulaşma riski HBV ve HCV’ye göre çok düşüktür. HIV ile enfekte kanla iğne batması ya da kesici ve batıcı aletlerle yaralanma gibi perkütan temas sonrası HIV bulaşması ortalama riski yaklaşık % 0.3’dür (300’de 1). Diğer bir deyişle iğne batması ya da yaralanmanın %97.7’si enfeksiyonla sonuçlanmaz. HIV ile enfekte kanın göz, burun ya da ağız gibi mukoza membranlara teması sonrası risk yaklaşık % 0.09’dur (yaklaşık 1000’de 1).
- HIV ile enfekte kanın bütünlüğü bozulmuş deriye teması sonrası risk % 0.1’den düşüktür. Sağlam deriye az miktarda kısa süreli kan temasının hiçbir riski yoktur. Kan dışında doku ya da sıvılara temas sonrası bulaşma riskinin kan temasından çok daha düşük olacağı öngörülmektedir.
- İğne ile yaralanmada edinilen kan miktarı iğnenin çapına göre değişir : 30 gauge’luk iğneler ya da sütür iğneleri ile ilgili yaralanmalardan sonra serokonversiyon bildirilmemiştir. Diş hekimliğinde kullanılan iğneler de anestezi yapmak için kullanılan boyu uzun ve iç çapı küçük olan iğnelerdir. Diş hekimliğinde yaralanmalar genellikle ağız dışında gerçekleşmektedir. Bu da hasta dokularla yeniden teması engeller.
- Eldiven ile yaralanma enfeksiyona yakalanma riskini % 50 azaltır; çünkü iğne ya da alet geçerken temizlenir.
- Yaralanmalar, yaralanma kayıtlarının kliniğin enfeksiyon kontrol protokolüne göre tutulması ile azalır. Yaralanmaların azalmasında yaralanmayı önleyecek şekilde dizayn edilmiş yeni aletler, çalışma ortamının düzeni ve özellikle eğitim etkili olmaktadır.
- Her kliniğin enfeksiyon kontrol ve önlenmesi protokolü olmalıdır. Bu protokolde özellikle temas sonrası tıbbi değerlendirme için başvurulacak uzman tıp doktoru belirlenmelidir. Uygulanacak tedavi rejimi ve nasıl izleneceğine ilişkin bilgiler hazır olmalıdır. Her yaralanma hangi hastada, yapılan iş ve kullanılan alet de dahil ayrıntılı şekilde kaydedilmelidir. Test için hastanın yazılı onayı olmadan kan alınamayacağı unutulmamalıdır. Bu konuda diğer uyulması gereken kurallar, test yapıldığı bilgisi ve sonucunun üçüncü şahıslarla paylaşılmamasıdır.
- Mesleğinden ötürü HIV pozitif olduğu kanıtlanan diş hekimi yoktur.
- Diş hekiminden hastalarına HIV bulaştığına ilişkin kanıtlanmış tek bir olay vardır : Florida’da diş hekimi David Acer HIV pozitif olarak Eylül 1987’den 1989’a dek çalıştığı sürede toplam 6 hastasını enfekte etmiştir. Bulgular hastadan hastaya bulaşmadan çok diş hekiminden hastaya bulaşma yolunu göstermiştir. Kayıtlara diş hekiminin “Kontamine aletlerin kullanımı /doğrudan kan enjeksiyonu” ile neden olduğu yazılmıştır.
- David Acer olayı diş hekimliği için çok önemli bir kilometre taşıdır : Diş hekimliği ve toplum, diş hekimliğinde çapraz enfeksiyonların önemini kavramıştır. CDC tarafından 1986, 1988, 1989, 1993, 2003 ve 2016 yıllarından beri bildirilmekte olan diş hekimliğine özel enfeksiyon kontrol önlemleri dikkate alınır olmuştur!
- HIV enfeksiyonu tedavi edilebilir bir enfeksiyondur : 1995’de Dr David Ho’nun uygulamaya koyduğu oldukça aktif retroviral tedavi sayesinde ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp kronik bir hastalık haline gelmiştir. HIV pozitif hastanın yaşam süresi ve kalitesi artmıştır. Bu nedenle sağlık hizmetlerinden daha sık yararlanılmaktadır. Diğer hastalara göre HIV pozitiflilerin daha çok diş tedavisine gereksinimleri vardır.
- HIV pozitif hastalara bakan tıp doktorlarının da ağız sağlığı-genel sağlık ilişkisini kavrayarak ağız sağlığını HIV tedavi planı içine katmaları gerekmektedir. HIV tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir; bunun içinde tıp ve diş hekimliğinin uyumlu çalışması çok yararlı olacaktır.
Comments