top of page
  • Yazarın fotoğrafıPOZİTİF İZ

HIV ve Göz Sağlığı

Kalbin ve ruhun aynası olarak adlandırdığımız gözlerimiz, hem sağlığımız hem de yaşam kalitemiz açısından son derece önemlidir. HIV odağında Göz Sağlığı ile ilgili tüm merak ettiklerimizi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı üyesi Doç. Dr. Didar Uçar'a sorduk.

1. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?


2010 yılından itibaren Cerrahpaşa Göz Hastalıkları ABD’da Uvea biriminde görev yapmaktayım. Uvea deyince, üveit dediğimiz göz içi inflamasyonları ve tedavisini kapsar. Göz içi inflamasyonlar enfeksiyona bağlı olabileceği gibi enfeksiyona bağlı olmayan nedenlerle de gelişebilir. HIV pozitif kişilerde ise bu durumu daha sıklıkla fırsatçı enfeksiyonların gelişmesine bağlı olarak görüyoruz


2. HIV ile ilgili farkındalığınızı nasıl / nereden kazandınız?


Genel bir toplum ve tıp bilgim tabii ki olmakla beraber asıl farkındalığım HIV hastalarında gelişebilen fırsatçı göz enfeksiyonlarıyla özellikle ilgilenmeye başlamamla yani uzmanlık alanım olması ile daha da arttı.


3. Kaç yıldır HIV pozitif kişilere bakıyorsunuz?


2003 yılında göz ihtisasıma başladım, o tarihten itibaren bir şekilde aslında karşılaştığım söylenebilir ancak 2010 yılından itibaren bir fiil HIV pozitif kişilerde gelişebilecek göz ile ilgili patolojilerle ilgileniyorum.


4. İlk HIV pozitif hastanızı ne zaman görmüştünüz ve neler hissetmiştiniz?


İlk 2010 yılında görmüştüm. Daha önce de söylediğim gibi HIV pozitif bireyler bize en çok enfeksiyon nedeniyle gelirler ve yine böyle bir durumdu, hastanın CMV retiniti vardı. Bizim için bu tür durumlar acil durumlardır, hastanın görmesini ve gözünü koruyabilmek amacıyla çok hızlı karar verip harekete geçmemiz gerekir.


Şimdi dönüp bakınca ne hissetmiştim acaba diye düşünüyorum da; ama sanki hissedecek zamanımız, lüksümüz yoktu. Genç bir hastaydı, geniş bir enfeksiyon alanı vardı, görmesi ciddi tehdit altındaydı ve hastanın HIV pozitif olduğu bilgisi yoktu. Çok hızlı örnek alıp tahlillerini yollayıp hemen tedavisine başladığımızı hatırlıyorum. Bu arada HIV pozitifliği belli olmuştu. Onunla ilgili tedavisine de hemen başlandı, herşey olması gerektiği gibi gecikme olmadan ilerlemişti. Durum stabilleşince sadece bir rahatlama ve faydalı olmanın verdiği huzuru hissettim diyebilirim


5. Özellikle HIV ile yaşayan kişilerde göz sağlığı açısından dikkat edilmesi gereken şeyler nelerdir?


Görme ve göz ile ilgili bir durum yaşadıklarında gecikme olmadan bu alanda deneyimi olan hekimlere mutlaka müracaat etmeleri gerekli. Kendileri için önemsiz gibi görünen bir durum bir fırsatçı enfeksiyonun başlangıcı olabilir ve enfeksiyon gibi durumlarda biliyorsunuz ki ne kadar erken tanı konup tedavi başlanırsa o kadar çabuk ve etkili bir sonuç almak mümkün. Enfeksiyon diğer üveit türleri gibi değil erken tanı ve etkili tedavi ederseniz sonuç alabileceğiniz tablolardır. O yüzden bu gibi durumların önüne geçebilmekte erken müracaat da çok önemli.


6. HIV pozitif hasta takibi yapan hekimler, hastalarının göz sağlığı açısından nelere dikkat etmeliler? Örneğin:


a. Frengi tanısı alan bir hastasını mutlaka göz hekimine konsülte etmeli midir?

Oküler sifiliz dediğimiz tablo yani sifilizin göz tutulumunda genelde hasta göz ile ilgili bir şikâyeti olur, bu nedenle hiçbir göz şikâyeti olmayan HIV pozitif göz dışı sifiliz hastalarının hepsi için göz taraması yapılmalıdır demek çok doğru olmayabilir. Çünkü Uluslararası olarak da böyle bir tarama önerisi bulunmamaktadır. Ancak bu her enfeksiyon için geçerli değil. Mesela erken evre CMV retinitinde hasta bunun pek de farkında olmayabilir. Hastaların hiçbir şikayeti olmasa bile tam bir göz muayenesi yapılması çok önemlidir. HIV pozititif bireylerde özellikle göz bebeğini genişleterek göz dibi muayenesi yapılması çok önemlidir. Özellikle CD4 seviyesi düşük hastalar fırsatçı göz enfeksiyonları açısından risk altındadır ve her ne kadar HAART tedavisi sonrası bu tarama protokolü artık rutinden çıkarılmış olsa da ben CD4 100 ün altında olan hastalarda göz muayenesine yönlendirilmesini doğru buluyorum.


b. Her HIV ile yaşayan kişiye göz muayenesi yapılmasını önerir misiniz?

Öneririm. HIV pozitif, negatif tüm bireylere belli aralıklarla göz muayenesi yapılması gerekir. Çünkü bazı göz patolojilerinde hasta asemptomatik olabilir ancak rutin muayene sayesinde erken tanı konulup görme kaybının önüne geçilebilir. HIV pozitif bireylerde özellikle CD4 sayısı 200 ün altında olanlarda enfeksiyon riski de arttığı için göz muayenesi hastanın şikayeti olmasa önemli.


c. Ne kadar sıklıkla göz muayenesi olunmasını öneriyorsunuz?


- Bu sıklık yaşa göre değişkenlik gösterir.


- Çocukluk çağında bu sıklıklar şöyledir; yeni doğan döneminde mutlaka ilk muayene yapılmalıdır. 6-12 ay arası 2. muayene, 1-3 yaş arası, 3-5 yaş arası, sonrasında ise 1ila 2 yılda 1 göz muayenesi önerilir.


- Erişkin çağında ise; 20-29 yaş arası yılda 1,30-39 arası yılda 2, 40 yaş muayenesi, 40-65 yaş arası doktorunun önerisine göre, 65 yaş arası 1-2 yılda bir olacak şekilde yapılmalıdır.


d. Bir şikâyet olmadan da göz hekimine gidilmeli midir?

Evet daha önce de söylediğim gibi göz muayenesi için mutlaka bir şikayet olması beklenmemeli, belli aralıklarla göz muayenesine gidilmesi gereklidir.

7. Enfeksiyon hastalıkları dışında çalışan ve HIV pozitif kişilere hizmet sağlayan sağlık çalışanlarına ne önerirsiniz? (Örneğin, HIV pozitifleri diğer herhangi bir hasta gibi muayene etmek, standart önlem almak…vs)


HIV pozitif bireyleri muayene ederken genel muayene sırasındaki standart önlemlere uymak yeterli. Aslında muayene ettiğimiz her bireyin kan ve vücut sıvısı bulaşabilecek enfeksiyon taşıyıcısı olarak kabul edip standart önlemlerimizi almalıyız.


8. HIV alanında sizi en çok etkileyen bir anınız veya deneyiminiz oldu mu? Olduysa kısaca anlatır mısınız?


Evet çok etkilendiğim bir hastam olmuştu. Yurtdışından çok genç bir HIV pozitif hastaydı, bana yönlendirildiğinde her iki gözde körlük seviyesinde görme kaybına sahipti. Yaklaşık 1 yıl önce görme kaybı şikayetleri başlamıştı, doktora da müracaat etmiş ancak yeterli tedavi almadığı için her iki gözde de görme kaybı gelişmişti. Burada tedavi uyumsuzluğu da söz konusu olabilir tabi, çünkü hasta HIV tedavisini de ağır geliyor gerekçesi ile bırakmıştı. Bize müracaat ettiğinde sifiliz tedavisini alması gereken forma almadığı için yine de tedaviyi baştan uyguladık, neyi kurtarabiliriz diye elimizden geleni yaptık ancak maalesef çok geç kalındığı için önlenebilecek bir görme kaybının önüne geçememiştik. Bu arada tabi ki hastayı enfeksiyon hastalıklarına yönlendirdik ve HIV için alması gereken tedavisi düzenlendi, hiç olmazsa gelişebilecek sistemik problemlerin önüne geçilmiş oldu.

9. HIV ile yaşayanlara yönelik var olan damgalama ve ayrımcılıkları sizce nasıl engelleyebiliriz?


Hepimize çok iş düşüyor, gerek pozitif bireyler, gerek sivil toplum kuruluşları gerek biz sağlık çalışanları bu konuda daha fazla bilgilendirme yapmalıyız. Öncelikle kendi çevremizle başlayıp ulaşabildiğimiz kadar çok insana ulaşmalıyız. Sosyal medya, basın yayın gibi

10. Başka eklemek istediğiniz bir şey varsa lütfen yazar mısınız?


Teşekkür etmek isterim, bu söyleşiyi ile bu alanda katkıda bulunmak beni öncelikle çok mutlu etti. İlave olarak rutin göz muayenesinin önemine tekrar dikkat çekmek istiyorum. Göz sadece klinik muayene ile bile özellikle sistemik ilişkili olabilecek pek çok patolojik tablo hakkında ip ucu elde edilebilecek bir organ ve böylece erken tanı ile pek çok hastalık tedavi edilerek etkili bir şekilde tedavi edilerek hastalık sonlandırılabilir.

Sevgili Dr. Didar Uçar’a paylaştığı bilgiler için çok teşekkür ederiz.



1.087 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
hiv tdvisinde yeni dönem
bottom of page