top of page
  • Yazarın fotoğrafıPOZİTİF İZ

Diş Hekimleri Twitter’da bilim dışı uygulamalarını savundu,HIV pozitifleri ve aktivistleri aşağıladı

KINIYORUZ!


Twitter’da bazı Diş Hekimleri ve Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri

HIV ile enfekte kişilere hizmet sunarken standart korunma önlemi almalarının yeterli olmayacağını savundu. Etik dışı ve onur kırıcı nefret söylemleri paylaştı.


HIV alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının yayınladıkları hak ihlalleri raporlarına(1) göre; Türkiye’deki HIV pozitif bireyler en çok sağlık alanında ve sağlık çalışanları tarafından hak ihlallerine maruz kalıyor.


Pozitif-iz Derneği kurucularından bir aktivistin katıldığı programın bir kısmının kesilerek sosyal medyada paylaşılması üzerine Twitter'da diş hekimlerinden ve öğrencilerinden gelen yorumlar, maalesef ayrımcılığın boyutunu tekrar gözler önüne serdi.


HIV ile yaşayan bireylere destek ve danışmanlık hizmetleri sağlayan, alanda yaşanan hak ihlallerinde savunuculuk faaliyetleri yürüten Pozitif-iz Derneği; günümüz bilimsel bilgilerin ışığında evrensel enfeksiyon kurallarını doğru olarak uygulayan, hasta mahremiyetine saygılı, etik ve kaliteli hizmet sağlayan tüm sağlık profesyonellerini tenzih ederek bu duyuruyu yayımlıyor.

NE OLMUŞTU?


Pozitif-iz Derneği kurucularından ve Başkanı olan Çiğdem Şimşek HIV farkındalığını arttırmak amacıyla 321GO adlı YouTube kanalında katıldığı 1 saatlik ‘Soramazsın' programına katılarak yaşanmış gerçek bir olayı izleyiciler ile paylaştı. Bazı kullanıcılar ise bu videonun sadece 24 saniyelik bir kısmını Twitter’da paylaştı. Verilen örnekte ise bir diş hekiminin, hastasının HIV ile enfekte olduğunu beyan etmesi üzerine genel standartların dışında, ekstra önlemler aldığı anlatıldı.


Diş hekimi olan bir Twitter kullanıcısı 17 Aralık 2020 tarihinde verilen örneğe karşı “Ya ben anlamıyorum önlem almayalım mı? Kanamalı işlem uyguluyoruz, kesici delici alet kullanıyoruz, bir kaza olsa bunun sorumluluğunu alacak mısınız? Yani ötekileştirme yok ki, ne kadar alıngan oldunuz, birisi hekimine söylemek zorunda değilim der biri böyle der.” ifadelerini paylaştı.


Başka bir diş hekimi ‘kaynak’ olarak ise paylaştığı AIDS’in ölümcül bir hastalık olduğu ve hekimlerin hastanın statüsünü bilme hakkını olduğunu açıklayan makaleyi referans olarak kullandı. Bu makalenin 27 yıl (Eylül 1993) önce yayımlanmış ve geçerliliğini uzun yıllar önce yitirmiş bilgiler içermesi dikkatleri çekti. (2) “Diş hekiminin” güncel kaynaklara ulaşmakta ve güncel bilgileri takip etmekte zorluk yaşadığı gözlerden kaçmadı.

Bu Tweet üzerine diş hekimleri ve diş hekimliği fakültesi öğrencileri, hem Dernek başkanı olan Çiğdem Şimşek’e hem de HIV ile yaşayan bireylere yönelik son derece ayrımcı, aşağılayıcı ve hakaret içeren paylaşımlarda bulunmaya başladı. Öte yandan bilime ve tıp etiğine tamamen ters olan bu görüşlerini desteklemek için, güncelliğini çok uzun yıllar önce yitirmiş olan ve tıp eğitiminde bile kullanılmayan eski bilgileri kaynak olarak gösterdi.


Bu sayede uzman oldukları konularda güncel bilgileri takip etmek zorunda olan bu kişilerin bu profesyonellikten uzak oldukları ve ayrıca kullandıkları hakarete varan aşağılayıcı söylemleri ise tepkilere yol açtı.


Bu konuda bir açıklama yapan Pozitif-iz Derneği şu şekilde bu açıklama yaparak konuyu değerlendirdi ve uzmanların görüşlerine başvurdu.


Pozitif-iz Derneği olarak öncelikle AIDS’in bir hastalık olmadığını vurgulamak isteriz. HIV’in tedavi alınmadığı durumlarda neden olduğu hastalıklar bütünün görüldüğü evredir. (3)


Öte yandan konu ile ilgili Tweet yazan diş hekimi ve öğrencilerinin; HIV’in çok uzun yıllardır tedavisinin olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü’nün 1996’da kronik hastalıklar listesine aldığını, insanların sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam ettiğini, hatta ‘Belirlenemeyen=Bulaşmayan’ (4) bilimsel devrim ile HIV pozitiflerin artık cinsel yolla bulaştırıcılığının kalmadığını ve doğal yollarla bebek sahibi olabildiğini, herhangi bir yaralanma durumunda HIV’in bulaşını engelleyebilen PeP’in (yani temas sonrası profilaksinin) (5) varlığından haberdar olmadığını ve herhangi bir hastasının hukuken hiçbir statüsünü ona söyleme zorunluluğu bulunmadığını bilmediğini üzüntü ve hayretle okuduk.


Her zaman kanıta dayalı, bilimin ve hukukun ışığında yaptığımız bilgilendirmeler gibi bu kişilere de Twitter üzerinden HIV ile yaşayan bireylerin haklarını ve sağlık çalışanının ulusal ve uluslararası mevzuat ile belirlenen "sağlık personeli olmanın yükümlülüklerini" açıkladık. Ancak konu tıbbi, etik ve hukuki boyutuyla tartışılabilecekken ne yazık ki bazı hekimlerin ve öğrencilerin içselleştirilmiş önyargıları sebebiyle ayrımcı, damgalayıcı ve nefret söylemi içeren gönderilerle tartışma şekillenmiştir. Söz konusu Tweet’lerden birkaç örneğini daha duyurunun sonunda bulabilirsiniz.


BİLİM OTORİTELERİ NE DİYOR?

Dünya Diş Hekimleri Birliği (FDI); HBV, HCV ve HIV’e maruz kalma durumuna ilişkin olarak tüm diş hekimlerinin her zaman standart önlemleri baz almanın yeterli olacağını belirtmektedir.

FDI 2009 yılında oluşturduğu ve 2019’da güncellediği ‘Diş ve Ağız Sağlığı Uygulamalarında Enfeksiyon Önleme ve Kontrol’ başlıklı bildirisinde(6) enfeksiyon önleme ve kontrol ilkelerinin değişmediğini vurgulamış, CDC’nin (Amerikan Hastalık ve Önleme Merkezi) konuyla ilgili rehberi(7) kaynak göstermiştir. Standart önlemler tanı ve muhtemel enfeksiyon statüsüne bakılmaksızın tüm hastalar için geçerli olan uluslararası kabul edilmiş önlemler olarak tanımlamıştır.


Ayrıca, diş sağlığı alanında çalışan sağlık çalışanları klinikte veya muayenehanede bulaşıcı enfeksiyonların tanımlanması ve yönetimine yönelik bilgilerini ve becerilerini güncel verilerle uyumlu tutmakla yükümlüdürler.

FDI aynı zamanda bulaşıcı enfeksiyona sahip kişilerin statülerini açıklamalarını önerirken (burada zorunlu tutmadığını sadece öneride bulunduğuna özellikle dikkat çekmek isteriz), hastaların kan yoluyla bulaşan bir enfeksiyonu sahip olmaları durumunda tedavi almalarını reddedilmesini etik bulmamaktadır.

Pozitif-iz Derneği olarak bizim de hayalimiz; HIV ile yaşayan bireylerin ayrımcılığa ve hak ihlaline maruz bırakılma endişesi yaşamadan, hasta mahremiyetinin gözetileceğini bilerek statülerini hekimleri ile rahatça paylaşabilmesidir. Ne yazık ki HIV pozitifler özellikle de fakültelerde durumlarını paylaştıklarında tanıları kâğıtlarına herkesin göreceği şekilde kocaman harflerle yazılıyor, tanıları herkes içinde yüksek sesle dillendiriliyor, en son alınacak hasta olarak saatlerce bekletiliyorlar. Özel kliniklerde ise direkt olarak tedavileri reddedilebiliyor.

HIV ile enfekte diş hekimlerinin de var olduğunu, mesleklerini yapmalarında hiçbir sakınca olmadığını da belirtmek isteriz. Bu görüşümüzü de FDI’nın şu cümlesi ile desteklemek isteriz: “FDI ağız ve diş sağlığı alanında çalışan hekimlerin kan yoluyla bulaşan hastalıklara karşı test edilmesini zorunlu kılan tüm yasa ve uygulamalara karşı çıkmaktadır.”


UZMANLAR NASIL DEĞERLENDİRİYOR?


Prof. Dr. Güven Külekçi ve Prof. Dr. Nursen Topcuoğlu (İstanbul Üniversitesi Diş Fakültesi Mikrobiyoloji Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı);


“Tüm infeksiyon hastalıklarının kontrolü için en önemli kural her hastanın bir infeksiyon hastası olarak kabul edilmesi ve standart kuralların tüm hastalar için ayrım gözetmeksizin uygulanmasıdır. (8)


Standart önlemler, sağlık hizmetlerinin yapıldığı her ortamda, hastanın şüpheli ya da teyit edilmiş enfeksiyon durumundan bağımsız olarak, tüm hasta bakımı için geçerli olan minimum enfeksiyon önleme uygulamalarıdır. Bu uygulamalar, hem çalışan hem de hastalar arası enfeksiyon yayılmasını önlemek için tasarlanmıştır. Önlemler hastalara değil, işleme özel olmalıdır! Dolayısıyla, hastaların kan yolu ile bulaşan bir virüs ile enfekte olup olmaması, alınan önlemlerin niteliğini değiştirmez.


Kan yoluyla bulaşan bir patojen olarak HIV aerosollerle bulaşmaz ve HIV’in oda sıcaklığında canlı kalma süresi saniyeler-dakikalarlasınırlıdır.


Mesleksel HIV bulaşma riski Heepatit B ve Hepatit C’ye göre çok düşüktür. HIV ile enfekte kanla iğne batması ya da kesici ve batıcı aletlerle yaralanma gibi perkütan temas sonrası HIV bulaşması ortalama riski yaklaşık % 0.3’dür (300’de 1). Diğer bir deyişle iğne batması ya da yaralanmanın %97.7’si enfeksiyonla sonuçlanmaz. HIV ile enfekte kanın göz, burun ya da ağız gibi mukoza membranlara teması sonrası risk yaklaşık % 0.09’dur (yaklaşık 1000’de 1).


HIV ile enfekte kanın bütünlüğü bozulmuş deriye teması sonrası risk % 0.1’den düşüktür. Sağlam deriye az miktarda kısa süreli kan temasının hiçbir riski yoktur.


Diş hekiminden hastalarına HIV bulaştığına ilişkin kanıtlanmış tek bir olay vardır. Ancak mesleğinden ötürü HIV pozitif olduğu kanıtlanan diş hekimi yoktur.


HIV enfeksiyonu tedavi edilebilir bir enfeksiyondur ve HIV tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir; bunun içinde tıp ve diş hekimliğinin uyumlu çalışması çok yararlı olacaktır” (9)


Prof. Dr. Deniz Gökengin (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı) / (Ege Üniversitesi HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi);

“HIV enfeksiyonunun temel bulaş yolu korumasız cinsel ilişki olmakla birlikte, kan ile kirlenmiş kesici delici aletlerle yaralanma sonucu bulaş da olabilmektedir. Bu açıdan insan vücudundaki sıvı ve dokularla ilgili girişimsel işlemler yapan sağlık çalışanları, HIV ile enfekte materyale maruz kalabilirler. Yapılan çalışmalar, HIV tanısı almış, tedavi kullanan ve viral yükü saptanabilir düzeyin altında olan bireylerde cinsel yolla bulaştırıcılığın olmadığını, kan yoluyla bulaştırıcılığın da azaldığını ortaya koymaktadır. (10-13) Ancak modelleme çalışmaları, yeni enfeksiyonların üçte birinden fazlasının, HIV ile enfekte olan fakat durumundan haberdar olmayan bireylerden edinildiğine işaret etmektedir. (14) Ülkemizde yapılan çalışmalar, HIV ile yaşayan bireylerin ancak %40-50’sine tanı koyabildiğimizi göstermektedir. (15-17) Bu da, şu ana dek bildirilmiş olan vaka sayısı kadar HIV durumunu bilmeyen bireyin toplumda bulunduğu anlamına gelmektedir. Bu durumda girişimsel herhangi bir işlem için sağlık kuruluşuna başvuran olguların HIV durumlarının bilinmesi ya da birey tarafından beyan edilmesi, bulaşmanın önlenmesi açısından herhangi bir yarar sağlamayacaktır; hatta HIV ile enfekte olmadığını beyan eden bir bireyin işlemi sırasında sağlık çalışanında yalancı bir güven hissi oluşacaktır.

HIV ile yaşayan bireylerden kesici delici alet yaralanması veya aerozolizasyon sonucu enfekte olmayı önlemenin en güvenilir yolu, işlem uygulanacak her bireyi HIV ile enfekte kabul edip, yapılacak işleme uygun korunma önleminin alınmasıdır. Bu önlemler, CDC (Centers for Disease Control) web sitesinde (https://www.cdc.gov/oralhealth/infectioncontrol/summary-infection-prevention-practices/standard-precautions.html ) “Standart Korunma Önlemleri” başlığı altında ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır. Bunun dışında bir talep hem kişisel gizlilik hakkının ihlali hem de ayrımcılık anlamına gelmektedir ve insan ve hasta haklarına aykırıdır.”

Av.Enes Salar (Pozitif-iz Derneği Gönüllü Avukatı, İstanbul Barosu);


“Herhangi bir sağlık hizmeti verilirken sağlık personelince uygulanan sterilizasyon işlemleri standarttır ve sağlık personeli bunu herkes için uygulamakla ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. HIV ile yaşayan bireyler için ayrıca bir önlem ve sterilizasyon gerekmez.


HIV ile yaşayan bireylerin her tıbbi müdahalede hekimlerine HIV durumları hakkında bilgi vermeleri gerektiğini savunmanın hukuki bir dayanağı olmadığı gibi; ulusal ve uluslarası tıp otoritelerine göre tıp etiğine uygun da değildir. Bu “her hekime her durumda HIV statüsünü söyleme zorunluluğu” savunusu, esasında tam da HIV ile yaşayan bireylere karşı mücadele edilmesi gereken önyargı ve ayrımcılığın kaynağından türemektedir. HIV ile yaşayan bireylerin -statülerinin öğrenilmesi halinde- ihtiyaç duydukları tedaviye erişemeyecekleri endişesi günümüzde hala geçerli ve karşılık bulan bir kaygıdır. HIV ile yaşayan bireylerin ayrımcılığa maruz bırakılma, hizmet alamama ya da damgalanma gibi gerekçelerinin haklılığı, tüm hastaların HIV ile yaşıyor gibi tedavi edilmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır. Hal böyleyken HIV ile yaşayan bireylerin HIV durumunu açıklamaması, hekimin tedavi etme ödevini yerine getirmemesine/ tedaviden imtina etmesine dayanak oluşturamaz.


HIV’e dair bulaş yolları ve HIV’in tedavisinde gelinen güncel durum gözetildiğinde ve ilgili hiçbir yasal düzenlemede sağlık çalışanlarına HIV ile yaşaya bireylere dair sterilizasyon ve önlem noktasında ekstra bir yükümlülük getirilmemişken, akıllara gelmesi gereken Hasta Hakları Yönetmeliği madde 5 gereği sağlık hizmeti sunulurken uyulması gereken ilkeler ve bu ilkeler arasında düzenlenmiş olan “hastaya insanca muamelede bulunulması ilkesi”dir. Sağlık hizmeti sunanlar da insan haklarına uygun davranmakla, ayrımcılık ve damgalamadan kat’i suretle uzak durmakla yükümlülerdir. Sağlık Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu ‘’Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı’’(18) adlı programda da HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılığın önlenmesi, HIV’e karşı var olan olumsuz önyargının değiştirilmesi, sağlık personelinin bu konuda hassasiyetlerinin artırılması ve hak ihlaline vücut veren bir pozisyonda olmamaları için sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.”


Bilgi eksikliğini gösteren ve nefret söylemi üreten Tweet'lere birkaç örnek:

“İstersem astronot istersem dalgıç gibi giyinirim. Guideline’larda bana korunmam için ne öneriliyorsa onu giyerim. Bunun kararını verecek olan bu insan paçavrası değil, tedaviyi yapacak olan hekimin ta kendisidir.”

“Peki söylenmezse ve benim elime iğne batıp ben hiv+ olursam ve hatta ölürsem bu taksirle adam öldürmeye girmez mi (öpücük emojisi)”

“Tamam bütün bilgileri kendinize saklayın, hiv pozitif iken diş hekiminize gittiğinizde bunu bildirmeyin, kullandığı iğne hekime batsın, hekim hayatını kaybetsin ve taksirle adam öldürmekten yargılanın. Ama kendinize saklayın, nolur”

“Bir onlar biliyor zaten. Hekimin hayatı bu kadar basit olmamalı. Önlem almak da suç oldu bu ülkede”

“işlem yaparken istersek beş yüz kat giyiniriz. Eziyetse kendimize eziyet kime ne? Üstelik cerrahi önlük,bone vs ile çalışmak için hastanın bir bulaşıcı hastalığı olması da şart deği. Hastanın ağzından saçılan aerosolleri evimize taşımak zorunda mıyız ben anlamıyorum ya”

“cehalet, kompleks, özgüvensizlik, egoistlik. ‘Alıngan çok masum kalmış buraya’

“kime göre neye göre standart koruma sanane benim canım 10 kat tulum giymek istedi giyerim, 20 kat eldiven takarım, Kime ne? Korunursak çok korundu, korunmasak mikrop saçıyor… size göre mi yaşayacağız bu ülkede. Hasta olsak siz mi bakacaksınız???”

POZİTİF-İZ DERNEĞİ KİMDİR?

Pozitif-iz, HIV pozitif kişiler ve yakınlarını fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden güçlendirmeyi amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Bu amaca uygun olarak onların ihtiyaç duyabilecekleri destek ve danışmanlık hizmetlerini üretir. Bununla birlikte HIV ve AIDS’ e yönelik önyargıların azaltılmasına, konuyla ilgili güncel ve doğru bilgilerin toplumda yayılmasına katkıda bulunur.

Pozitif-iz kurucuları 15 yıla yakın süredir bu alanda çalışmalar yürütmüş ve kendisine bunu misyon edinmiş kişilerdir. Üyelerimiz arasında doktorlar ve akademisyenler de dahil olmak üzere çok çeşitli meslek gruplarından kişiler bulunmaktadır. Alanda çalışmalar yürüten diğer dernekler, sağlık meslek örgütleri, konuyla ilişkili kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları paydaşlarımız arasındadır.

KAYNAKLAR

(1) Hak İhlalleri Raporları:

Pozitif-iz Derneği:


2018-2019 Hak İhlallerinin Raporlaması ve Hukuki Çözümleri

Pozitif Yaşam Derneği Hak İhlalleri Raporları:

Hak İhlalleri Raporu- Ocak 1985-Haziran 2007

Hak İhlalleri Raporu- Temmuz 2007- Temmuz 2008

Hak İhlalleri Raporu- Ağustos 2008-Aralık 2009

Hak İhlalleri Raporu- Kasım,Aralık 2019- Ocak 2020

Hak İhlalleri Raporu- Şubat,Mart Nisan 2020

Hak İhlalleri Raporu- Mayıs, Haziran, Temmuz 2020

(2) Güncelliğini yitirmiş olan makale:


(3) HIV ve AIDS Nedir?


(6) FDI: Diş Hekimliği Pratiğinde Enfeksiyon Önleme ve Kontrol


(7) CDC: Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Yönergeleri ve Öneriler Rehberi :

(8) Post-exposure prophylaxis


(9) HIV için Standart Önlemler Yeter


(10) Cohen MS ve ark. Prevention of HIV-1 Infection with Early Antiretroviral Therapy. N Engl J Med 2011; 365:493-505.


(11) Rodger A ve ark. Sexual Activity Without Condoms and Risk of HIV Transmission in Serodifferent Couples When the HIV-Positive Partner Is Using Suppressive Antiretroviral Therapy. JAMA. 2016;316(2):171-181.


(12) Bavinton BR ve ark. Viral suppression and HIV transmission in serodiscordant male couples: an international, prospective, observational, cohort study. Lancet HIV. 2018 Aug;5(8):e438-e447. Epub 2018 Jul 17.


(13) Rodger A ve ark. Risk of HIV transmission through condomless sex in serodifferent gay couples with the HIV-positive partner taking suppressive antiretroviral therapy (PARTNER): final results of a multicentre, prospective, observational study. Lancet. 2019 393(10189):2428-2438.


(14) Li Z ve ark. Vital Signs: HIV Transmission Along the Continuum of Care — United States, 2016. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2019 Mar 22; 68(11): 267–272.


(15) Sayan et al. Türkiye’de HIV/AIDS’in 1985 – 2016 Yılları arasındaki dinamiği. Ulusal AIDS Kongresi 2017 SS-007.


(16) Berktas Mehmet, Serhat Unal, Türkiye’de HIV enfeksiyonu ile yaşayan yetişkin sayısının tahmin edilmesi. Ulusal AIDS Kongresi 2017 SS-009.


(17) Gökengin D ve ark. HIV Cascade of Care in Turkey: Data from the HIV-TR Cohort. D. Gokengin Et Al. , "HIV cascade of care in Turkey: data from the HIV-TR cohort," HIV MEDICINE , vol.20, pp.112-113, 2019

(18) Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı


Son Yazılar

Hepsini Gör
hiv tdvisinde yeni dönem
bottom of page